Suresi.com.tr

Ana sayfa » » Şems Suresi

Şems Suresi

Şems Suresi, Mekke döneminde inmiştir. 15 âyettir. Sûre, adını birinci âyetteki “eş-Şems”kelimesinden almıştır. Şems, güneş demektir

İçindekiler

Şems Suresi Arapça Oku

Şems Suresi Arapça yazılı olarak okumak için lütfen sayfayı aşağı kaydırın.

Şems Suresi Arapça 1. Sayfa

بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

وَالشَّمْسِ وَضُحٰيهَاۙۖ١وَالْقَمَرِ اِذَا تَلٰيهَاۙۖ٢وَالنَّهَارِ اِذَا جَلّٰيهَاۙۖ٣وَالَّيْلِ اِذَا يَغْشٰيهَاۙۖ٤وَالسَّمَٓاءِ وَمَا بَنٰيهَاۙۖ٥وَالْاَرْضِ وَمَا طَحٰيهَاۙۖ٦وَنَفْسٍ وَمَا سَوّٰيهَاۙۖ٧فَاَلْهَمَهَا فُجُورَهَا وَتَقْوٰيهَاۙۖ٨قَدْ اَفْلَحَ مَنْ زَكّٰيهَاۙۖ٩وَقَدْ خَابَ مَنْ دَسّٰيهَاۜ١٠كَذَّبَتْ ثَمُودُ بِطَغْوٰيهَاۙۖ١١اِذِ انْبَعَثَ اَشْقٰيهَاۙۖ١٢فَقَالَ لَهُمْ رَسُولُ اللّٰهِ نَاقَةَ اللّٰهِ وَسُقْيٰيهَا۠١٣فَكَذَّبُوهُ فَعَقَرُوهَاۙۖ فَدَمْدَمَ عَلَيْهِمْ رَبُّهُمْ بِذَنْبِهِمْ فَسَوّٰيهَاۙۖ١٤وَلَا يَخَافُ عُقْبٰيهَا١٥

Şems Suresi Arapça Dinle

Şems Suresi Arapça Dinle, Şems Suresi’ni Abdulbaset Abdussamed’den Arapça dinlemek için lütfen Play ▶️ butonuna basın.

Şems Suresi Türkçe Oku

Şems Suresi Türkçe latin alfabeysiyle yüzünden okumak için lütfen sayfayı aşağı kaydırın.

    Şems Suresi Türkçe 1. Sayfa

    Bismillahir rahmanir rahim.

  1. Veş şemsi ve duhaha.
  2. Vel kameri iza telaha.
  3. Ven nehari iza cellaha.
  4. Vel leyli iza yagşaha.
  5. Ves semai ve ma benaha.
  6. Vel ardı ve ma tahaha.
  7. Ve nefsin ve ma sevvaha.
  8. Fe elhemeha fucureha ve takvaha.
  9. Kad efleha men zekkaha.
  10. Ve kad habe men dessaha.
  11. Kezzebet semudu bi tagvaha.
  12. İzin baase eşkaha.
  13. Fe kale lehum resulullahi nakatallahi ve sukyaha.
  14. Fe kezzebuhu fe akaruha fe demdeme aleyhim rabbuhum bi zenbihim fe sevvaha.
  15. Ve la yehafu ukbaha.

Şems Suresi Türkçe Meali Oku

Şems Suresi Türkçe Meali okumak için lütfen sayfayı aşağı kaydırın.

    Şems Suresi Türkçe Meali 1. Sayfa

    Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla.

  1. Andolsun güneşe ve parıltısına,
  2. ona uyduğunda aya,
  3. onu açıp ortaya çıkardığında gündüze,
  4. onu sardığında geceye,
  5. göğe ve onu bina edene,
  6. yere ve onu döşeyene,
  7. nefse ve onu düzenleyene,
  8. sonra da ona bozukluğunu ve korunmasını ilham edene ki,
  9. gerçek kurtuluş bulmuştur onu temizlikle parlatan.
  10. Onu kirletip gömen de ziyan etmiştir!
  11. Semud kavmi azgınlığından inanmadı.
  12. O en yaramazları fırladığı zaman,
  13. Allah’ın elçisi onlara: “Allah’ın devesini ve onun sulanışını gözetin!” demişti.
  14. Fakat ona inanmadılar da onu (deveyi) devirdiler. Rableri de günahlarını başlarına geçiri geçiriverdi de o yeri düzleyiverdi!
  15. Öyle ya, O, o işin sonundan korkacak değil ki!

Şems Suresi Türkçe Meali Dinle

Şems Suresi Türkçe Meali Dinle, Şems Suresi Prof. Dr. Hamdi DÖNDÜREN’in Türkçe Mealini, Ahmet DENİZ’den dinlemek için lütfen Play ▶️ butonuna basın.

Şems Suresi Konusu

Şems Suresi konusu, Sûrede bazı önemli kozmik varlıklara ve olaylara yemin edilerek insan tabiatına hem iyilik hem kötülük eğilimlerinin verildiği bildirilmiş; bu eğilimlerini doğru kullanmayanların akıbetine örnek olmak üzere Semûd kavminin helâk edilişi anlatılmıştır.

Şems Suresi Nuzül

Mushaftaki sıralamada doksan birinci, iniş sırasına göre yirmi altıncı sûredir. Kadir sûresinden sonra, Bürûc sûresinden önce Mekke’de inmiştir.

Şems Suresi Fazileti

Şems Suresi fazileti,

Şems Suresi Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Şems Suresi Kur’an-ı Kerim’de kaçıncı sayfadadır?

Şems Suresi, Kur’an-ı Kerim’de 594. sayfada yer alır.

Şems Suresi kaç ayettir?

Şems Suresi, 15 ayetten oluşur.

Şems Suresi hangi cüzde yer alır?

Şems Suresi, Kur’an-ı Kerim’de 30. cüzde yer alır.

Şems Suresi kaç sayfadır?

Şems Suresi, Kur’an-ı Kerim’de 1 sayfa içinde yer alır.

Şems Suresi Tefsiri

Kur’an Yolu Tefsiri kitabından Şems Suresi Tefsiri aşağıdadır.

Şems Suresi 1-10. Ayet Tefsiri

Bu tür doğal varlıklar ve olaylar üzerine yemin edilmesi hem evrenin genel düzenine, bunun insanlar için taşıdığı faydalara ve bu düzeni yaratıp yaşatan ilâhî kudretin büyüklüğüne hem de sonraki âyetlerde ele alınan konunun önemine dikkat çekmeyi amaçlar. “Kuşluğu” diye çevirdiğimiz duhâhâ tamlamasına “güneşin ışığı, aydınlığı, sabah vakti, gündüz” gibi mânalar da verilmiştir (Şevkânî, V, 524). Ayın yani ışığının güneşin ardından gelmesi, ışığını ondan almasını veya güneş batınca ardından ayın doğmasını yahut ayın ilk göründüğü hilâl durumunu ifade eder. 7. âyette insan (nefs) üzerine yemin edilmesi onun fıtrî üstünlüğüne işaret eder. “Nefsin (insanın özü olarak) şekillendirilip düzenlenmesi”nden maksat ona maddî ve mânevî güçlerin yerleştirilmesi, her gücün yapacağı görevin tayin edilmesi ve nefse bu güçleri kullanacak organların verilmesidir. 8. âyetteki fücûr her türlü kötülüğü, günah ve sapmayı; âyette fücûrun karşıtı olarak kullanılan takvâ ise burada doğruluk, iyilik ve hak yolda kararlılığı ifade eder. Aynı âyetteki elheme fiilinin masdarı olan ilham, bu bağlamda fücûr ve takvâ kelimeleriyle birlikte değerlendirildiğinde, “Allah Teâlâ’nın insanın fıtratına doğru ve yanlışı, iyilik ve kötülüğü, günah ve sevabı bilme, tanıma, ayırt etme, birini veya diğerini seçip yapma gücü ve özgürlüğü vermesi”; dolayısıyla “insanın her türlü deney ve öğrenimden önce, apriorik olarak bu yeteneklerle donanmış bulunması” şeklinde açıklanabilir. Böylece Kur’an’ın insan anlayışının bir özeti sayılabilecek olan 7-8. âyetler, insanın ahlâkî bakımdan çift kutuplu bir varlık olduğunu, iyilik veya kötülük yollarından dilediğini seçebilecek bir tabiatta yaratıldığını ve onun kurtuluş veya mahvoluşunun bu seçime bağlı bulunduğunu göstermektedir. Kaynak : Kur’an Yolu Tefsiri Cilt:5 Sayfa:629-630

Şems Suresi 11-15. Ayet Tefsiri

Başka sûrelerde örnekleri görüldüğü gibi burada da geçmiş bir kavmin hikâyesinden konuyla ilgili bir kesit verilmiştir. 8-10. âyetlerde insanın hayır veya şer yollarından birini seçebileceği, bu imkâna sahip olarak yaratıldığı bildirildikten sonra nihaî kurtuluşun da yıkımın da bu seçime bağlı bulunduğu uyarısı yapılmıştı. İşte 11-15. âyetlerde bu seçimi yanlış yapanlardan bir örnek ve insanlara bir ibret olmak üzere geçmişten bir topluluğun, Semûd kavminin yanlış seçimi ve bu yüzden başlarına gelen büyük felâket hatırlatılmıştır (bilgi için bk. A‘râf 7/73-79; Hûd 11/61-68). Kaynak : Kur’an Yolu Tefsiri Cilt:5 Sayfa:630

Şems Suresi Hakkında

Nübüvvetin 5. yılında nâzil olduğu tahmin edilmektedir. Adını ilk âyetinde geçen ve “güneş” anlamına gelen “şems” kelimesinden alır. “Ve’ş-şemsi”, “Ve’ş-şemsi ve duhâhâ” sûresi olarak da bilinir. On beş âyet olup fâsılası “a” harfidir. Şems sûresinde, insanların üzerinde yaşadığı yer küresinin güneş sistemi içinde gözlenebilen konumuna ve işleyişine dikkat çekilerek tabiatın yaratıcısı ve yöneticisi olan Allah’ın varlığına ve birliğine, Hz. Sâlih’in gönderildiği Semûd kavminin âkıbetine temas edilir ve İslâm akaidinin nübüvvet esasına, ebedî kurtuluşun yahut hüsranın hatırlatılmasıyla insanlar ebedî âlemi teşkil eden âhirete inanmaya davet edilir. Bu çerçevede sûrenin muhtevasını iki bölüm halinde incelemek mümkündür. Birinci bölüm yemin ifadeleriyle başlar. Arka arkaya on bir defa tekrarlanan bu yeminin konuları şöylece sıralanabilir: Güneş, onun kuşluk vaktindeki parıltısı, güneşin batışından sonra görünen ay, onun alaca karanlığını ortadan kaldıran gündüz vakti, bunu da karanlığıyla örten gece, gökyüzü ve onun sistemini kuran (yahut sisteminin kuruluşu), yer ve onu yayıp döşeyen (yahut yayılıp döşenmesi), ayrıca insan ve onu en güzel biçimde şekillendiren (yahut onun en güzel biçimde şekillendirilmesi). Âyetlerde üzerine yemin edilen şeylerin dokuzu insanın dışındaki varlıklar iken son ikisi bizzat onun kendisidir. Böylece yeminlerle pekiştirilip dikkat çekilen varlığın insan olduğu ortaya çıkmaktadır. Nitekim yeminlerin ardından insanın yaratılışına hem iyi hem kötü yetenek ve imkânların yerleştirildiği ifade edilmekte, onun iradesiyle iyi yeteneklerini kullanması halinde kurtuluşa ve cennete kavuşacağı, aksi takdirde hüsrana uğrayacağı belirtilmektedir (âyet: 1-10).

İkinci bölümde geçmiş kavimlerden ibret verici bir örnek olarak Kur’ân-ı Kerîm’in birçok yerinde zikri geçen Semûd kavminden söz edilir. Sürekli biçimde Allah’ın elçilerini yalancı ve şımarık, son elçi Hz. Sâlih’i de büyülenmiş bir kişi diye nitelendirilen bu kavmin (eş-Şuarâ 26/141-159; el-Kamer 54/23-31) azgınlıklarına kapılarak Hz. Sâlih’i yalanladıkları, atalarından beri süregelen mûcize taleplerine karşılık kendilerine özelliği bulunan bir deve gönderilip ona ilişmemelerinin istendiği, fakat içlerinden en azgın kişinin deveyi kestiği, bunun üzerine -korkunç bir sesle- helâk edildikleri belirtilir (âyet: 11-15). Kur’an’da, geçmiş peygamberlerin ümmetlerine dair yer alan bu tür kıssalarla ibretin yanı sıra tehdit ve uyarı da amaçlanmaktadır. Sûrede maddî-hissî mûcize olarak söz konusu edilen devenin Kur’an’ın ilk muhatabı Mekkeliler’in ihtiyaç duyduğu bir hayvan olması ayrıca dikkat çekmektedir. Şems sûresi İslâm’ın temel inanç esaslarına iman etmeye, kâinatın yaratıcısı ve yöneticisi olan tek Allah’a teslim olmaya çağrıda bulunurken insanın zihnine ve gönlüne hitap eden muhtevasından başka üstün seviyedeki edebî üslûp ve ifadesiyle de okuyucuyu etkilemektedir. Sûrede harfler, bunların oluşturduğu kelimeler ve bunlardan meydana gelen cümlelerin kuruluşu telaffuza kolaylık sağlarken sûreye hâkim olan âhenkli ses kişiye ayrıca mensur şiir zevki vermektedir. Sûrede on beş âyetin her biri “-hâ” secileriyle sona ermektedir.

Şems sûresinin Resûlullah’a özgü bir lutf-i ilâhî olan mufassal sûreler grubu içinde yer aldığı bilinmektedir (Müsned, IV, 107). Hz. Peygamber’in bu sûreyi yatsı namazlarında okuduğu ve kendi mahallesinde namaz kıldıran Muâz b. Cebel’e yatsı namazını uzatmayarak Şems, Duhâ, Leyl ve A‘lâ sûrelerini okumasını tavsiye ettiği nakledilmektedir (Buhârî, “Eźân”, 63; Müslim, “Śalât”, 178-179; Tirmizî, “Śalât”, 114). Bazı tefsir kaynaklarında yer alan, “Şems sûresini okuyan kimse, üzerine güneşin ve ayın doğduğu her şeyi sadaka olarak vermiş gibi olur” meâlindeki hadisin (meselâ bk. Zemahşerî, VI, 384; Beyzâvî, IV, 423) mevzû olduğu kabul edilmiştir (Zemahşerî, I, 684-685 [neşredenin notu]; Trablusî, II, 727). Friedrich Schulthess, Şems sûresinin 9 ve 10. âyetlerinin özellikle son kelimelerinin (zekkâhâ-dessâ-hâ) yorumuyla ilgili bir makale yazmış (bk. bibl.), Yûsuf ed-Dicvî sûre hakkında dört makale yayımlamıştır (“Sûretü’ş-Şems ve đuĥâhâ”, Mecelletü’l-Ezher, XI [1940], s. 327-330, 391-393, 455-457, 583-585).

BİBLİYOGRAFYA:

Müsned, IV, 107; Mâtürîdî, Teǿvîlâtü’l-Ķurǿân, Hacı Selim Ağa Ktp., nr. 40, vr. 888a-889a; Zemahşerî, el-Keşşâf (nşr. Âdil Ahmed Abdülmevcûd v.dğr.), Riyad 1418/1998, I, 684-685; VI, 384; Beyzâvî, Envârü’t-tenzîl, Beyrut 1410/1990, IV, 423; Ebü’l-Fidâ İbn Kesîr, Tefsîrü’l-Ķurǿâni’l-Ǿažîm, Beyrut 1385/1966, VII, 299-303; Muhammed et-Trablusî, el-Keşfü’l-ilâhî Ǿan şedîdi’ž-žaǾf ve’l-mevžûǾ ve’l-vâhî (nşr. M. Mahmûd Ahmed Bekkâr), Mekke 1408/1987, II, 727; Âlûsî, Rûĥu’l-meǾânî, XXX, 140-147; İbrâhim Ali es-Seyyid Ali Îsâ, Feżâǿilü süveri’l-Ķurǿâni’l-Kerîm, Kahire 1421/2001, s. 355-356; F. Schulthess, “Zu Sura 91, 9. 10.”, ZA, sy. 26 (1912), s. 148-157; Zuhûr Ahmed Azher, “eş-Şems”, UDMİ, XI, 776-777; Seyyid M. Hüseynî – Mahbûbe Müezzin, “Sûre-i Şems”, DMT, IX, 410.

M. Kâmil Yaşaroğlu


Bu sayfayı sevdiklerinle paylaşarak bize destek olmak ister misin?

TwetlePaylaşPinterestRedditTumblrLinkedin

Şems Suresi ile ilgili yorum yap




Creative Commons Lisansı
Bu eser Creative Commons Atıf-AynıLisanslaPaylaş 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır. Suresi.com.tr - 2020